Sıra bana geldi, bizde bazı kitaplar eleden ele dolaşır. Ev ahalisi sırayla okuyor, ben genelde o sırada başka kitaplarla meşgul olduğumdan elimdekiler bitmeden sıraya girmiyorum. Yaz tatilinde, cayır cayır yanan bir Temmuz gününde, Çeşme Marina'daki bir kitapçıdan çıktığı gün alınan Elif Şafak kitabına da sıra bu sonbahar günlerinde geldi.
Bu kitap hakkında çok yazıldı çizildi. Ben eski bir Elif Şafak sever olarak bu en sevdiğim kitap oldu diyemiyorum. Ama sevdiğimi de söylemeden geçemiyorum. Bir Araf ya da Aşk tadı vermedi ama yine de özlediğim bir kalem. Özellikle iç içe geçen hikayeleri olan karakterleriyle, kurgularıyla.. Son yıllarda Elif Şafak çokça derleme kitap da çıkardı, bakınız Kağıt Helva ve Firarperest, ben Elif Şafak romanlarını seviyorum. Bundan sonra da yeni bir roman gelir diye umuyorum ;)
Monday, 3 October 2011
Amelie Nothomb - Yağmuru Seven Çocuk
Haruki Murakami sevgimden sonra başlayan Japonya merakıma ilaç olan bir yazar. Nothomb, hayatının bir kısmını Japonya'da geçirmiş bir Belçikalı. Kurgusal romanları da var - Kara Sohbet gibi. Benim ilgim daha çok kendi hayatından da kesitler sunarken bir yandan Japonya'da hayatı ve Japonları anlatan kitapları.
Yağmuru Seven Çocuk da işte bu ikinci kategoriye giren eserlerden. Yazarımız, çocukluğunu hatta bebekliğini anlatıyor. Japon dadı kesitleriyle bu sefer.. Bence çok rahat okunası ve eğlenceli bir kitap.
Yağmuru Seven Çocuk da işte bu ikinci kategoriye giren eserlerden. Yazarımız, çocukluğunu hatta bebekliğini anlatıyor. Japon dadı kesitleriyle bu sefer.. Bence çok rahat okunası ve eğlenceli bir kitap.
Ruth Rendell - TimsahKuşu
Muhtemelen 7-8 senedir evde bekleyen, bir-iki kere başlayıp bitiremediğim, hatta ilerleyemediğim bir romandı. Ruth Rendell, gerilim romancısı derken bu kitap alır sürükler derken, romanın ilk bölümlerinde gerilim olmaması ve hatta romanın biraz durağan ilerlemesi defalarca bırakmama neden oldu herhalde.
Çok sürükleyici değil ama bir yerden de yakalıyor sizi. Özellikle ana-kız bağı ve hikayesi... Hatta bana biraz Perihan Mağden " Biz Kimden Kaçıyorduk Anne " yi anımsattı.
Çok sürükleyici değil ama bir yerden de yakalıyor sizi. Özellikle ana-kız bağı ve hikayesi... Hatta bana biraz Perihan Mağden " Biz Kimden Kaçıyorduk Anne " yi anımsattı.
Subscribe to:
Posts (Atom)